Bir Hayal Kurduk

Beş sene önce çocuklarımız için bir hayal kurduk; doya doya çocukluklarını yaşayabilmelerini…Her gün doğada oyun oynadıklarını, her gün masal dinlediklerini, kendi ekmeklerini yaptıklarını, ellerinin üretiğini, sağlıklı beslendiklerini, her bireyin eşsizliğine saygı duyulduğunu ve çocukların bir aile ortamında büyüdüklerini hayal ettik. Hayalimiz gerçek oldu, bir yuvamız oldu.
Waldorf pedagojisi her insanın eşsizliğine ve biricikliğine inanır ve insanı saygı ile karşılar, sevgi ile onu sarar ve en sonunda dünyada varolma sürecinde kendini gerçekleştirmesi için özgürlüğe bırakır. Erken çocuklukta çocuk bir merak yumağı gibidir, deneyimleyerek, yaşayarak, yaparak öğrenir; her eğitim kendi kendini eğitmek demektir, bizler kendini eğiten çocuğa uygun ortamı oluştururuz. Yuvada günlük, haftalık, aylık ve mevsimsel bir akış ve ritmimiz vardır. Bu koruyucu akışın içinde çocuk kendini güvende hisseder, içinde özgürdür. Yuvada bu akışa biz yaşam deriz çünkü çocuğu yaşama hazırlarız.
Dokuma yaparken, dikiş dikerken eller çalışır, kalp çalışır, zihin çalışır. En önemlisi çocuk “ben yapabiliyorum” der, hayatta da zorluklar olabilir ama “ben çözüm bulabilirim, üstesinden gelebilirim” der. Bir çocuğa verilebilecek en değerli hediyelerdendir; özgüven.
Yuvamız da bir insanın yaşam yolculuğu gibi büyüdü. Her şeyi deneyimleyerek ve yaşayarak Waldorf pedagojisi rehberliğinde öğrendik. Şimdi yuvamız için bir eşikten geçme zamanı. Yuvamız büyüdükçe hayallerimiz de büyüdü; dört mevsimi çember şarkılarında, masallarında, eylemlerinde, yediklerinde, yaşamlarında içselleştiren çocuklar şehrin içinde kuş sesleri eşliğinde kendi sebze meyvelerini yetiştirsinler, yetiştirdiklerini yesinler, bol bol oyun oynasınlar, doğanın içinde büyüsünler.
Akatlar’da bu hayalle ortak olacak yeni ailelerimizin katılımıyla hep birlikte çocuklarımızın büyümesine eşlik edebilmeyi diliyoruz